29 Mart 2016 Salı

HUTAME KONUSUNDA YORUM

Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler/kırıp geçirmesinler (yahtumennekum)” dedi. (27:18)

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık (hutamen) da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz. (56:65)

Hutame, kırıp geçirmek demek olan "hatm" kelimesinden türemiştir. Dola­yısıyla "hutame", "kıran geçiren" demektir. Alimler tarafından Hutame'nin, Cehennem'in bir özelliği olduğu ifade edilmiştir ve doğrudur. Ancak alimler Cehennem'in, kainat kıyametinin kopuşundan sonra kurulacak bir yer olduğunu düşünmektedirler. 

Aslında Cehennem, Cenneti hak edecek belli bir takva ve tekamül seviyesine ermek amacıyla can ve mal kaybıyla sınanmak ve tecrübeler edinmek üzere Dünya hayatına tekrar tekrar ve eskisiyle bir bağı kalmamış şekilde ama daha zor şartlarda yeni bir beden ve yeni bir yaşam rolüyle gelmektir. Dolayısıyla Cehennem  halen faaldir.  

Cahim ise Dünya hayatında yaşanılması gereken zorlu roldür. 

Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay haline!
O, malının, kendisini ebedileştirdiğini sanır.
Hayır! Andolsun ki o, Hutame’ye atılacaktır.
Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin?
O, Allah’ın yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
Şüphesiz uzatılmış direkler arasında ateş onların üzerine kapatılacaktır. (104:1-9)

İşte Hutame; bu rolün yaşanması sırasında mal biriktirip sayan ve böylece ölümü düşünmeyerek ebedileştiğini sanan, insanları arkadan çekiştiren ve alay eden kişilerin tıpkı çer çöp olan bitkilerin akıbetine uğramasıdır. 

Hutame'nin yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateş olması, bu tip insanların günün birinde mal ve can kaybıyla yaşayacakları acıyı ta yüreklerinde hissedeceklerini anlatan bir mecazdır.  

Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir (hutamen). Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır. (39:21)

(39:21) Ayeti ile insanlara bir benzetme yapılmakta ve bunun üzerinde düşünerek öğüt almaları umulmaktadır. Nasıl ki Allah gökten su indirmekte, bu suyla çeşitli ekinler çıkarmakta, onları sarartmakta ve sonunda çer .öp haline getirmektedir; benzer şekilde insanlar da çeşitli renk ve milletlere mensup olarak doğmakta, yaşlanmakta ve ölmektedir.  

Bilin ki, Dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur (hutamen). Ahirette ise çetin bir azap ve Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir. (57:20)

(57:20) Ayetine göre Dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs, insanların arasında karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. Dolayısıyla Dünya hayatı ve onun nimetleri, tıpkı bitkiler gibi sonunda çer çöp olur.

(39:21) ve (57:20) ayetlerinde, insanların da günün birinde çer çöp olan bitkilerin akıbetine uğrayacağı anlatılmaktadır. Yani Dünya'nın geçici bir aldanış olan nimetlerine saplananlar ve başlarına geleceği unutanlar, ahirette (sonraki hayatta) Cenneti hak edemezler ve Dünya'da kırılıp giderek çer çöp olurlar. 


EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_