8 Ocak 2016 Cuma

MÜSLÜMANLARIN DERDİ: KURAN OKUMADA YÖNTEMSİZLİK

MÜSLÜMANLARIN DERDİ: KURAN OKUMADA YÖNTEMSİZLİK 

Müslümanların geçmişten günümüze kadar Kuran hakkındaki en büyük problemi, belirli bir okuma yömtemlerinin olmayışıdır.

Birçok Müslüman, Kuran'ı hiç okumamakta; okuyanlar ise sadece Arapça seslendirilmesinin yeterli ve sevap olduğuna inanmaktadır.

Bu inancın dışında kalanların büyük çoğunluğu, Kuran'ı meallerden anlamaya çalışmaktadır. Dolayısıyla geleneksel öğretide bulunan bir çok detay Kuran'da bulunamamaktadır. Böylece Allah'ın tastamam, yeterli, eksiksiz, her türlü örneği ve detayı içerdiğini söylediği kitabı din adamları tarafından yetersiz ve eksik görülebilmektedir.

Bu arada meallerin de birbiriyle bir çok kere uyumlu olmadığı, bu meallerin çevirmenlerin anlayışını yansıttığı açıktır.

Kısacası Müslümanlar arasında Kuran en çok inanılan bir kitap olmasına rağmen en az okunmakta ve en az anlaşılmakta olan bir kitap konumunda olup; hayata yansıtılamamaktadır. İslam Dini'nin günümüzdeki en büyük derdi budur. Din; eksik, yetersiz ve detaysız olduğu gerekçesiyle Allah'ın kitabından öğrenilmemekte ve yaşanmamakta; insanlar din adamları tarafından ikincil derecede olan ve güvenilirliği şüpheli kaynaklara yönlendirilmekte ve bu şekilde yaşanmakta, yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Günümüzde Allah'ın sözlerine iman eden ve Kuran'ı tastamam, yeterli ve detaylı gören Müslümanların sayısı internetin de yaygınlaşmasıyla birlikte hızla artmaktadır. Ancak "Din için yalnızca Kuran yeter" diyen bu müminler arasında da bir çok konuda uyuşmazlık olabilmektedir.

Bunun nedenleri arasında konulara bakış açılarındaki farklılıklar, farklı kültür ve bilgi seviyelerine sahip oluş sayılabilir. Fakat en büyük neden yine yöntemsizliktir. "Din için Kuran yeter" demek; "Ben Kuran'ı kafama göre anlarım" demek değildir.

Kuran okumanın yöntemi vardır. Bu yöntem yine Kuran içerisinde, ayetlerde verilmiş ipuçları ile belirlenebilmektedir.

Bu yazıda naçizane olarak İslam Alemi'ndeki bu büyük eksikliğe bir nebze katkısı olması amacıyla kendi yöntemimi paylaşacağım...
   
KURAN'IN İÇERİK YAPISI

Kuran; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir düz yazı şeklinde yazılmadığı için insanlar tarafından kendilerinin alıştığı bir düzende okunmaya elverişli bulunmamıştır.

Kuran çok geniş bir zaman aralığına hitap etmektedir. İndiği andan kainatın yok edilmesine kadar sürecek bir aralıktır bu...

Hedef kitlesi ve muhatabı, indiği andan kıyamete kadar Dünya'da bulunacak herkestir.

Kuran, hem düne hem şimdiye hem geleceğe hem de Dünya hayatı sonrasına hitap eden mesajlar içermektedir. Bu mesajların bir kısmı dün başka şekilde anlaşılıyordu, bugün başka şekilde anlaşılıyor ve gelecekte de başka şekilde anlaşılacaktır. Çünkü ayetleri gelecek zamanlarda geçerli olacak anlamlara taşıyan kelime ve ipuçlarıyla donatılmıştır.

Kuran, insanlık tarihinin en gizemli ve en muhteşem kitabıdır. Allah tarafından bir zamanın anlayışına ve kültürüne hapsedilmemiştir.

KURAN OKUMA YÖNTEMİ

Kuran; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir kitap olmadığı için tıpkı indirildiği gibi kısım kısım, konu konu okunması anlayış bakımından daha yararlı olacaktır.

Onu bir Kuran olarak, insanlara dura dura okuman için kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik. (İsra: 106) 

Kuran'ın indiriliş sırası yerine bugünkü sıraya dizilişi; Allah'ın emri ve resulünün bilgisi dahilinde Hz.Muhammed hayattayken belirlenmiştir.

Sure ve ayetlerin bu şekilde sıraya dizilmesinin nedenlerinden biri matematiksel koruma sistemlerinin varlığı; diğeri ise Kuran'ın giriş-gelişme-sonuç bölümlerinden oluşan bir kitap olmadığını göstermektir.

Kuran, tıpkı yaşayan kainat ayetleri gibi üç boyutlu bir kitaptır. Çünkü aslında insana sürekli, kainat kitabından canlı tablolar sunmaktadır.

Dolayısıyla Kuran'ı yorumlama işi, canlı bir tabloyu yorumlamak gibidir. Her insan kendi yetiştiği kültür ve çevre etkisinde kalarak bilgi ve tekamül düzeyine göre yorumlar yapabilmektedir. Çağın ve insanın idrakine göre anlamlandırılmakta; bunun üzerinde veya ötesindeki bilgiler ise Allah tarafından idraklerin hazır olacağı zamana ertelenmektedir. Örnek:

TA. SİN. MİM. İşte sana gerçeği apaçık gösteren kitabın ayetleri. (Şuara: 1-2)

Kuranda yirmidokuz surenin başında bulunan mukattaa harflerle ilgili olarak bugüne kadar yapılmış en doyurucu açıklama; bu harflerin Kuran'daki matematiksel koruma sistemleriyle ilgili olduklarıdır.

Bu açıklamanın haricinde yeryüzünde hiç kimse bu harflerin ne anlama geldiğini bilmemekte veya doyurucu bir açıklama getirememektedir.

Şuara Suresi'nin ilk iki ayeti, kendi içinde bir ikilemi barındırmaktadır. Yani birinci ayet anlaşılamamakta fakat ikinci ayette ise "gerçeği apaçık gösteren kitabın ayetleridir" denmektedir. Dolayısıyla aslında apaçık olan, insanın anlayabildiği boyut bilgisidir. Aynı zamanda apaçık olarak anlaşılabilen ayet, kaldırılıp taşınabilecek hakikat ve bilgi yüküdür.

Ona acele ederek, onunla dilini hareket ettirme. Muhakkak ki onun toplanması ve okunması Bize aittir. Öyleyse onu okuduğumuz zaman artık onun okunuşuna tabi ol. Sonra onun açıklanması muhakkak ki Bize aittir.  (Kıyame: 16-19) 

Görüldüğü gibi Allah, Kuran'ın okunuşunun acele etmeden belli kurallara göre takip edilmesini öğütlemekte ve açıklamasını da kendisinin yapacağını belirtmektedir.

Rahmandır. Kuran'ı O öğretti. (Rahman: 1-2)

Kuran'ın öğreticisi de Allah'tır.

O alemler için yalnızca bir öğüttür. Gerçekten Kuran'ın haberini bir süre sonra bileceksiniz. (Sad: 88)

Bu ayet hem günümüz insanına hem de gelecekte doğacak nesillere hitap etmektedir. Muhatap alınan bütün bu insanlık, Allah'ın vadettiği gibi Kuran'ın haberini bir süre sonra bilecektir.

Allah bu vaadinden, diğerlerinde olduğu gibi dönmeyecektir. Çünkü bu vaadinden dönmesini gerektirecek bir koşul oluşamaz.    

Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha iyisini veya onun bir benzerini getiririz. Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi? (Bakara: 106) 

Allah, varoluşu değişim ve dönüşüm içerisinde yaratmış ve ayetlerini de bu sisteme uygun hale getirmiştir. Kuran'da "Bu son kitabımdır ve içinde din için size gerekecek her şey var" diyorsa o takdirde zaman içerisinde Kuran'dan yapılacak yeni açılımlara ve yeni anlayışlara herkesin açık ve hazır olması gerekmektedir.

EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_

1 yorum:


  1. SİN = İnsan
    TA = Cennet
    HA = Cehennem
    AYN = Göz
    KAF = Mukadderat
    ELİF= Başlangıç
    LÂM = Orta
    MİM = Son
    YA = Ey!
    SAD = Peygamber (peygamberler sözü)
    RA = Rahman'ın RA sı (en uç mertebe, ilk ses)
    NÛN = Herşeyi yazan kalem

    YanıtlaSil