15 Eylül 2016 Perşembe

HEDY KELİMESİ

Kuran’da “Hedy” kelimesine ve türevlerine (kullanım şekillerine) baktığımızda karşımıza “hidayete erdiren”, “hidayet etmek”, “doğru yola iletmek”, “doğru yolu gösterici” ve “kılavuz” anlamları çıkmaktadır.

HEDY: Hidayete erdiren, doğru yola ileten, doğru yolu gösterici, kılavuz.

“Hedy” kelimesinin ve türevlerinin Kuran’da geçtiği 267 ayet:

(1:6), (2:2), (2:5), (2:16), (2:26), (2:38), (2:53), (2:70), (2:97), (2:120), (2:135), (2:137), (2:142), (2:143), (2:150), (2:157), (2:159), (2:170), (2:175), (2:185), (2:196), (2:198), (2:213), (2:258), (2:264), (2:272), (3:4), (3:8), (3:20), (3:73), (3:86), (3:96), (3:101), (3:103), (3:138), (4:26), (4:51), (4:68), (4:88), (4:98), (4:115), (4:137), (4:168), (4:175), (5:2), (5:16), (5:44), (5:46), (5:51), (5:67), (5:95), (5:97), (5:104), (5:105), (5:108), (6:35), (6:56), (6:71), (6:77), (6:80), (6:82), (6:84), (6:87), (6:88), (6:90), (6:91), (6:97), (6:117), (6:125), (6:140), (6:144), (6:149), (6:154), (6:157), (6:161), (7:30), (7:43), (7:52), (7:100), (7:148), (7:154), (7:155), (7:158), (7:159), (7:178), (7:181), (7:186), (7:193), (7:198), (7:203), (9:18), (9:24), (9:33), (9:37), (9:80), (9:109), (9:115), (10:9), (10:25), (10:35), (10:43), (10:45), (10:57), (10:108), (12:52), (12:111), (13:7), (13:27), (13:31), (13:33), (14:4), (14:12), (14:21), (16:9), (16:15), (16:16), (16:36), (16:37), (16:64), (16:89), (16:93), (16:102), (16:104), (16:107), (16:121), (16:125), (17:2), (17:9), (17:15), (17:84), (17:94), (17:97), (18:13), (18:17), (18:24), (18:55), (18:57), (19:43), (19:58), (19:76), (20:10), (20:47), (20:50), (20:79), (20:82), (20:122), (20:123), (20:128), (20:135), (21:31), (21:73), (22:4), (22:8), (22:16), (22:24), (22:37), (22:54), (22:67), (23:49), (24:35), (24:46), (24:54), (25:31), (26:62), (26:78), (27:2), (27:24), (27:35), (27:36), (27:41), (27:63), (27:77), (27:81), (27:92), (28:22), (28:37), (28:43), (28:49), (28:50), (28:56), (28:57), (28:64), (28:85), (29:69), (30:29), (30:53), (31:3), (31:5), (31:20), (32:3), (32:13), (32:23), (32:24), (32:26), (33:4), (34:6), (34:24), (34:32), (34:50), (35:8), (35:42), (36:21), (37:23), (37:99), (37:118), (38:22), (39:3), (39:18), (39:23), (39:36), (39:37), (39:41), (39:57), (40:28), (40:29), (40:33), (40:38), (40:53), (40:54), (41:17), (41:44), (42:13), (42:52), (43:10), (43:22), (43:24), (43:27), (43:37), (43:40), (43:49), (45:11), (45:20), (45:23), (46:10), (46:11), (46:30), (47:5), (47:17), (47:25), (47:32), (48:2), (48:20), (48:25), (48:28), (49:17), (53:23), (53:30), (57:26), (61:5), (61:7), (61:9), (62:5), (63:6), (64:6), (64:11), (67:22), (68:7), (72:2), (72:13), (74:31), (76:3), (79:19), (87:3), (90:10), (92:12), (93:7), (96:11)

Hedy kelimesinin “Kurban” anlamında meallendirildiği ayetler:

Hedy kelimesi, 262 ayette “hidayete erdiren”, “hidayet etmek”, “doğru yola iletmek”, “doğru yolu gösterici” ve “kılavuz” anlamlarında meallendirilmişken  (2:196), (5:2), (5:95), (5:97), (48:25) ayetlerinde ise bilinçli olarak “kurban” anlamında meallendirilmiş ve gerçek anlamı böylece örtülmüştür.

Bu ayetleri inceleyecek olursak:

Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı (HEDYİ) gönderin. Bu kurban (EL HEDYU) yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olursa fidye olarak ya oruç tutması ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi (NUSUKİN) gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı (EL HEDYİ) keser. Bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman tam on gün oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin. (2:196)

Ey iman edenler! Allah’ın nişanelerine ve haram aya ve kurbana (EL HEDYE) ve gerdanlıklara (EL KALAİDE) ve Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâbe’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir. (5:2)

Ey iman edenler! İhramlı iken av hayvanı öldürmeyin. Kim onu kasten öldürürse bir ceza vardır. (Bu), Kâbe’ye ulaştırılmak üzere öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık (HEDYEN) hayvan veya yoksulları yedirmek suretiyle kefaret yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa Allah ondan intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir. (5:95)

Allah; Kâbe’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı, kurbanı (EL HEDYE) ve gerdanlıkları (EL KALAİDE) insanlar için ayakta kalma sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir. (5:97)


Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’dan ve bekletilen kurbanlıkları (EL HEDYE) yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı... Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık. (48:25)


EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder