7 Ekim 2015 Çarşamba

TANIMLAR

AHİRET GÜNÜ

Ölümden sonraki hayat. 

CEHENNEM 

Cenneti hak edecek belli bir takva ve tekâmül seviyesine ermek amacıyla sınanmak ve tecrübeler edinmek üzere, Dünya hayatına tekrar tekrar ve eskisiyle bir bağı kalmamış şekilde ama daha zor şartlarda yeni bir beden ve yeni bir yaşam rolüyle gelmektir. Dünya hayatının kendisi Cehennem değil; Dünya hayatında oynanılan rol Cehennemdir. 

DABBETÜL ARZ 

Yeryüzünde debelenen. Yeni doğmuş bebek. İnsanlara sembolik olarak tekrar dirilişi anlatır.



DENİZ




Dünya veya Cennet hayatının sembolik ismi. 


İki deniz, iki paralel Dünya demektir...

Bir tanesi Dünya yani cehennem hayatı, diğeri ise farklı bir boyutta bedensizlik alemindeki Cennet hayatı. Bu iki deniz arasında Araf yani perde vardır.   


İNFAK 

Fazla olanın paylaşılması.

İZİN GÜNÜ 

Hesap Günü’nde Rabbim, beni geri döndür. Böylece terk ettiğim salih amelleri işlerim.” diyen kişilere, Dünya hayatında bir yaşam hakkı verildiği gündür. Onlar için yeni bir yaşam hakkı ile birlikte, Cehennem olan Dünya’ya tekrar bir beden ile girmiş olarak yeni bir sayfa açılmıştır.

KIBLE 

Kıble; İbrahim Milleti’nin yaşam tarzı doğrultusunda olmaktır, bu doğrultuda yaşam tarzı sürmektir. İbrahim’in Milleti olan ümmetin Mescidi Haram olan Dünya’da hayatlarının sınavını vererek Mescidi Aksa'ya yani Cennete ulaşabilmeleri için sadece Resul’e, dolayısıyla Allah’ın kitabına ve hikmetine uymaları, Allah’ın Sıratı Müstakim dediği doğru yol üzerinde ilerlemeleridir. Yani Kıble, stratejik bir hedeftir.

KIYAM 

Kıyam; Kuran'da “harekete geçmek, kalkışmak, emre hazır olmak için ayağa kalkmak, hazır bulunmak” anlamlarında kullanılmıştır… Kıyamın tam karşılığı; bilinçte yaşanan devrim sonucu, emre amade bir şekilde hazır olmak için kalkıştır...

Kıyam kelimesinin özünde, Allah’ın Sünnetullahı’nın (yaratma yasalarının) işlerliği sırasındaki değişime ve dönüşüme (yaratma veya yok etme, yeniden dirilme gibi) tanık olmak, hazır bulunmak ve bilinçte kökten bir değişim-gelişim vardır.


KIYAMET GÜNÜ


İnsanın vefatı ile birlikte canının bedeninden ayrılması.


Tek olan Allah'ın dışında ilahlara, kullara uyan; dinde tek hüküm koyucu Allah'ın dışında hüküm koyan veya Allah'ın hükümleriyle örtüşmeyen hükümlere uyan.

NASR 

Nasr; yardım demektir. Nasr kelimesinin; Nasrani türevi hariç Kuran'daki bütün türevleri "yardım, yardımcı" anlamlarındadır. Nasrullah, Allah'ın yardımı demektir.

Kuran'da, Hıristiyanlar olarak çevrilen kelimenin aslı Nasranilerdir. Nasraniler ise bu durumda "Yardımcılar" demek olabilir. Hıristiyan adı Christ kelimesinden türetilmiş olup, İsa'ya tabi olanlar demektir ve insanlar tarafından oluşturulmuş bir isimdir.


Rüku; iman ederek Allah'ın vahyini (sözlerini ve kitaplarını) rehber edinmektir. Dolayısıyla rüku edenler, vahye yani Allah'ın sözlerine iman ederek O'nun Sünnetullah'ına tam bir saygıyla teslim olmuş kişilerdir.

Cansız varlıklar veya hayvanlar için değil, insanlar için geçerlidir.
Salat; “sahiplenmek, ilgilenmek, iletişim kurmak, bağlantı kurmak, bağ kurmak, yüz çevirmemek, canlıyı ayakta tutan omurga, desteklemek için dayamak veya yaslamak, desteklemek” gibi anlamlara gelir.

Bu destek, Allah’ın resulü aracılığıyla indirdiği vahye ilgi gösterip ona sahip çıkmak ile olur. Bu sahip çıkış ise vahyi Allah’ın belirlediği zamanlarda okuyup öğrenmek ile gerçekleştirilir. İnsanlar vahye inanıp, ona sahip çıkarak yani öğrenerek destek olurlar. Tıpkı Allah ve meleklerin resule destek olduğu gibi müminler de resule ve onun davası olan Kuran'a yani Allah'ın insanlara vahiyle öğütlediği yaşam tarzına destek olmalıdırlar. Bu destek Kuran'ı sadece Arapça seslendirerek değil, onu anlayarak okumakla olur.


Salatın doğrultulması yani gerçekleştirilmesidir.

Ön şartının temizlik ve negatif enerjilerden arınma, iç şartının ses tonu olduğu; başka herhangi bir şekil şartı olmadan belli vakitlerde ilahi vahyin bir ömür boyu ve hergün öğrenmek ve yaşamak amacıyla anlayarak okunmasıdır.



Başka bir ifadeyle Allah’ın vahyinin düzenli olarak her gün sabah ve akşam vakitlerinde anlaşılmak ve yaşanmak üzere okunup öğrenilmesi, Cuma (Toplanma) gününde diğer inananlarla birlikte ayetlerin müşavere edilmesi ve güncel problemlere çözümler üretilmesidir.

Secde; Allah'ın yazılı ve/veya yaşayan ayetlerini tasdiklemek, kabul etmek, kabullenmek sonucunda Allah'ın emrine uymak ve emir altına girmek demektir. Bu emre uyuş, cansız varlıklar ve hayvanlar için kendilerine yüklenilmiş varlık ve/veya yaşam kurallarının yerine getirilmesi şeklinde tezahür eder.

SEKAR 

Cehennemi yaşamak... Dünya'nın her türlü zorluğu...

SUKARA 

Sukara; çeşitli sebeplerle “aklı başında olmamak, aklı başından gitmek, şok halinde olmak” gibi anlamlara gelir.


Aldatıcının (İblis veya diğer), aldatma esnasında aldığı isimdir. 

Tek olan Allah'ın dışında ilah edinmek; dinde tek hüküm koyucu olan Allah'ın dışında hüküm koymak.

TUR


Dünya'daki tekrar doğuş döngüsü.

TUR DAĞI


Dünya gezegeninin sembolik isimlerinden biri.

VUSTA

Vusta; 'negatif veya pozitif yönde aşırılığa kaçmadan', 'ortalama bir şekilde ya da derecede', 'ılımlı bir tarzda', 'makul bir ölçüde' anlamlarındadır.

Salatın ikamesi sonucunda ilahi vahiyden öğrenilenlerin maddi-manevi uygulamaya dönüştürülerek yaşanması ve böylece nefsin arındırılmasıdır.

Başka bir ifadeyle vahiy öğretisinden öğrenilenlerin yaşama uygulanarak malın, mülkün ve gerekirse hayatın Allah yolunda harcanarak nefsin arındırılmasıdır.

Belli bir zamanı ve miktarı yoktur. İhtiyaç durumuna göre belirlenir.



EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.


Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder