25 Ekim 2016 Salı

HIMAR KELİMESİ

Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Görünen kısımlar müstesna, ziynetlerini göstermesinler. Örtülerini (HUMURUHİNNE) yakalarının üzerine kadar salsınlar. Ziynetlerini kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri ziynetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz! (24:31)

(24:31) Ayetindeki "humurihinne" kelimesi din adamlarının çoğunluğu tarafından başörtüsü olarak anlamlandırılmıştır. Bu şekilde anlamlandırılmasının en büyük nedeni, zamanın geleneksel giysileridir. Esasında "humurihinne" kelimesi içerisinde "baş" veya "saç" kelimesi geçmemekte ve herhangi bir örtü anlamına gelmektedir. 

Şimdi kelimenin Kuran'daki diğer kullanımlarına bakalım:

Sana içkiyi (HAMRİ) ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah hem de insanlar için yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür.” Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” Allah, size ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz. (2:219)

Ey iman edenler! İçki (HAMRU), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. (5:90)
Şeytan, içki (HAMRİ) ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve salattan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz? (5:91)

Onunla beraber zindana iki delikanlı daha girdi. Biri, “Ben rüyamda şaraplık (HAMRA) üzüm sıktığımı gördüm” dedi. Diğeri, “Ben de rüyamda başımın üzerinde, kuşların yediği bir ekmek taşıdığımı gördüm. Bize bunun yorumunu haber ver. Şüphesiz biz seni iyilik yapanlardan görüyoruz” dedi. (12:36)

“Ey zindan arkadaşlarım! Biriniz efendisine şarap (HAMRA) sunacak, diğeri ise asılacak ve kuşlar başından yiyecektir. Yorumunu sorduğunuz iş böylece kesinleşmiştir.” (12:41)

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap (HAMRİN) ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu? (47:15)

Ayetlerde görüldüğü gibi "humur" kelimesiyle aynı kökten gelen "hamr" kelimesi "şarap, içki" anlamlarında meallendirilmiştir. "Humur" kelimesiyle aynı kökten gelen ve şarap veya içki olarak anlamlandırılan "hamr" kelimesi de "aklı örten" anlamında Allah'ın kitabında yer almıştır. Yani "hamr" kelimesi de "humur" kelimesi de Kuran'da "örten, örtü" anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla içki aklı örttüğü için "hamr"; örtü de ziynetleri örttüğü için "humur" kelimesiyle ifade edilmiştir. Zira "hamr" ne ise "humur" da odur yani "örtü"dür...

EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder