29 Ekim 2016 Cumartesi

LİBAS KELİMESİ

Ey Ademoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek ve süslenecek elbise (LİBASEN) verdik. Takva elbisesi (LİBASU) var ya işte o daha hayırlıdır. Bu, Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar. (7:26)

Ey Ademoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için elbiselerini (LİBASEHUMA) soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır. (7:27)

(7:26) Ayetinde "avret yerleri" olarak anlamlandırılan "sevatikum" kelimesi, Kuran'ın genelinde "çirkinlikler, kötülükler" anlamında kullanılmış olup; bu ayette de "çirkinliklerinizi, kötülüklerinizi örtecek ve süslenecek elbise verdik" anlamında kullanılmalıdır. Zira bu şekilde anlamlandırılması, "libas" kelimesinin de diğer kullanımlarına bakıldığında ayetin vermek istediği mesaja daha uygundur.  

"Libas" kelimesi, insanlar tarafından yeryüzünde giyilen hem fiziki hem de mecazi bütün elbiseleri ve süsleri kapsamaktadır. 

(7:26) Ayetindeki gibi "takva" da bir elbise olabilmektedir. Yani "libas" kelimesinin kapsamına diğer bütün manevi elbiseler de girmektedir. 

"Libas" kelimesinin Kuran'daki diğer kullanımlarına bakalım:

Hakkı batılla örtüp (TELBİSÜ) de bile bile hakkı gizlemeyin. (2:42)

Ayette bahsedilen elbise yine batıl olarak ifade edilen manevi bir elbisedir.

Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, size örtüdürler (LİBASUN), siz de onlara örtüsünüz (LİBASUN). Allah, kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikafta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, ayetlerini insanlara böylece açıklar. (2:187)

Ayette bahsedilen kadınların ve erkeklerin birbirlerine örtü yani elbise olmaları yine manevi anlam içermektedir.

Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor (TELBİSUNE) ve bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz? (3:71)

(2:42) Ayetinde bahsedilen elbise gibi yine batıl olarak ifade edilen manevi bir elbisedir.

Eğer onu bir melek kılsaydık yine onu bir erkek kılardık ve yine örtündükleri (LEBESNA) şeyi onlara örterdik (YELBİSUN). (6:9)

Bu ayette de mecazen bir elbise ile örtünme söz konusudur.

De ki: "O size, üstünüzden yahut ayaklarınızın altından bir azap göndermeye yahut fırkaları elbise (YELBİSEKUM) gibi size giydirerek kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya Kaadir'dir." Bak nasıl sıralıyoruz ayetleri, iyice kavrayabilsinler diye. (6:65)
Bu ayette de mecazen bir elbise ile örtünme söz konusudur.

İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya güvende olma (YELBİSU) işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. (6:82)

Allah'ın verdiği güvenlik elbisesi içinde olma gibi mecazi bir anlamdadır. 

Yine bunun gibi, Allah’a ortak koşanların çoğuna, koştukları ortaklar, çocuklarını öldürmelerini güzel gösterdi ki (YELBİSU); onları helake sürüklesinler ve dinlerini karıştırıp onları yanıltsınlar. Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. Artık sen onları uydurdukları ile baş başa bırak. (6:137)

(6:137) Ayetinde "yelbisu" kelimesi, "süsledi, örttü, elbiseledi" anlamında yine mecazen kullanılmıştır. 

O, taze et yemeniz ve takınacağınız süs (TELBESUNEHA) çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize verendir. Gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün. O’nun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz içindir. (16:14) 


(16:14) Ayetinde görüldüğü gibi süs anlamında da kullanılmıştır.

Allah, şöyle bir kenti misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık, Allah onlara şiddetli açlık ve korku elbisesini (LİBASE) tattırdı. (16:112)

(16:112) Ayetinde "libas" kelimesi yine mecaz olarak kullanılmıştır.

İşte onlar için içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada tahtlar üzerine kurularak altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler (SİYABEN) giyeceklerdir (YELBESUNE). O ne güzel karşılıktır! Cennet de ne güzel bir yaslanacak yerdir! (18:31)
(18:31) Ayetinde her ne kadar fiziki bir elbise giymekten bahsedilse de Cennet ortamı ve gayb bilgisi söz konusu olduğu için Dünya ile bir benzetme yapılıyor olabilir.   
Bir de Davud’a, sizin için elbise (LEBUSİN) yapma sanatını öğrettik ki savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi siz şükrediyor musunuz? (21:80)


(21:80) Ayetinde insanları koruması için savaşlarda giyilen zırhlardan bahsedildiği anlaşılıyor.

Şüphesiz Allah, iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle, incilerle süsleneceklerdir. Oradaki elbiseleri (LİBASUHUM) ise ipektir. (22:23) 

(22:23) Ayetinde de (18:31) ayetinde olduğu gibi her ne kadar fiziki bir elbise giymekten bahsedilse de Cennet ortamı ve gayb bilgisi söz konusu olduğu için Dünya ile bir benzetme yapılıyor olabilir.   

O, geceyi size bir örtü (LİBASEN), uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır. (25:47)

(25:47) Ayetinde "libas" kelimesi yine mecazi bir örtü olarak kullanılmıştır.

İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da tuzludur, acıdır. Hepsinden de taze et yersiniz ve giyeceğiniz (TELBESUNEHA) süs eşyası çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan arayıp da şükretmeniz için gemilerin denizi yarıp gittiğini görürsün. (35:12) 

(35:12) Ayetinde, (16:14) ayetinde olduğu gibi giyilecek süs anlamında kullanılmıştır.


Onlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri (LİBASUHUM) de ipektir. (35:33)

(35:33) Ayetinde de (22:23) ve (18:31) ayetlerinde olduğu gibi her ne kadar fiziki bir elbise giymekten bahsedilse de Cennet ortamı ve gayb bilgisi söz konusu olduğu için Dünya ile bir benzetme yapılıyor olabilir.   

Müttakiler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek (YELBESUNE) karşılıklı otururlar. (44:51-53)

(44:53) Ayetinde (35:33), (22:23),(18:31) ayetlerindeki gibi Cennet'teki bir elbiseden bahsediliyor. 

İlk yaratmada acizlik mi gösterdik ki? Doğrusu onlar, yeniden yaratılış konusunda şüphe (LEBSİN) içindedirler. (50:15)

(50:15) ayetinde şüphe örtüsü altında olmak gibi yine mecazi bir elbise söz konusudur.

Uykunuzu bir dinlenme kıldık. Geceyi bir elbise (LİBASA) yaptık. (78:9-10)

(78:10) Ayetinde (25:47) ayetindeki gibi "libas" kelimesi yine mecazi bir örtü olarak kullanılmıştır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder