10 Aralık 2015 Perşembe

HURİ KELİMESİ

Huri konusu, din adamları tarafından çok istismar edilen konulardan biridir. Buna göre mümin erkekler Cennete gittiklerinde kendilerine, bütün cinsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere huri adlı eşler verilecektir.



Cennete gidip, hurilere kavuşma uğrunda çok insanlar din adamları tarafından aldatılmış ve savaşlarda, terörist eylemlerde kullanılmıştır.

Buna karşın Cennete girmiş mümin kadınların cinsel ihtiyaçlarını kimlerin karşılayacağı (Nuri şeklinde) hep espri konusu olmuştur.

Esasında "Huri" ile "Havari" kelimeleri aynı kökten gelmektedir. Yani "Havari" neyse "Huri" de odur.

Şimdi içerisinde "Huri" kelimesi geçen ayetlere bakalım:

İşte böyle. Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle (BİHURİN) eşleştirmişizdir (ZEVVECNAHUM). (44:54)

Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri (BİHURİN) eşleştirmişizdir  (ZEVVECNAHUM). (52:19-20)

Onlar, çadırlara kapanmış hurilerdir (HURUN). (55:72)

Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler (HURUN) vardır. (56:22-23)

Ayetlere göre müminler Hurilerle eşleştirilmektedir. Din adamları bu olayı çoğu zaman evlendirilmek şeklinde yorumlamışlardır. 

Şimdi "Huri" kelimesiyle aynı kökten gelen diğer kelimelerin geçtiği ayetlere bakalım:

Derken onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken (YUHAVİRUHU) ona dedi ki: “Benim malım seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden daha üstünüm.” (18:34)

Arkadaşı, ona konuşarak (YUHAVİRUHU) dedi ki: “Seni topraktan, sonra bir damla döl suyundan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allah’ı inkâr mı ediyorsun?” (18:37)

Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (TEHAVURAKUMA) işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (58:1)

Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini (YEHUR) sanırdı. (84:14) 

Buraya kadar gördüğümüz ayetlerde "Huri" kelimesinin Kuran'daki diğer kullanımları hep karşılıklı konuşmak anlamında kullanılmıştır. Yani sanki Cennette eşleştirilecek kişiler aslında muhabbet arkadaşlarıdır. Zaten "Huri" kelimesinin Kuran'da isim olarak kullanılışı olan "Havari" kelimesi de İsa'nın muhabbet ve salat arkadaşlarıdır. 

Şimdi de içinde "Havari" kelimesi geçen ayetlere bakalım:

İsa, onlardaki inkârcılığı sezince: Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir? dedi. Havârîler (HAVARİYYUNE): Biz, Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah'a inandık, şahit ol ki bizler müslümanlarız, cevabını verdiler. (3:52) 

Hani bir de “Bana ve resulüme iman edin” diye havarilere (HAVARİYYİNE) ilham etmiştim. Onlar da “İman ettik. Bizim Müslüman olduğumuza sen de şahit ol” demişlerdi. (5:111)

Hani havariler (HAVARİYYUNE): “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi. İsa da “Eğer müminler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının” demişti. (5:112)

Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere (HAVARİYYİNE): “Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?” demişti. Havariler (HAVARİYYUNE) de: “Biz Allah’ın yardımcılarıyız” demişlerdi. Bunun üzerine İsrailoğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler. (61:14)

Görüldüğü gibi İsa'nın Havarileri, onun konuşma ve salat arkadaşlarıdır; Allah yolundaki yoldaşlarıdır. Burada "Havari" kelimesinin anlamı "Konuşmacı" olmalıdır.

Buradan anlaşıldığına göre Cennete Dünya'daki gibi bir cinsel ihtiyacı karşılamak üzere ne Huri ne de Nuri vardır... Orada müminlerin eşleştirildiği kişiler konuşma arkadaşları, muhabbet dostlarıdır.

Bu konuşmanın, illa ki sesli bir konuşma veya muhabbet olduğu da düşünülmemelidir. Cennet ortamındaki müminler eğer şimdikinden çok farklı ve astral beden ile yaşamlarını sürdürüyorlarsa (ki ölüm olmadığı için ben böyle düşünüyorum) buradaki iletişim tıpkı (84:14) ayetinde bahsedildiği gibi ruhsal anlamda birbirine dönük bir şekilde enerjisel ve telepatik bir şekilde olabilir.   

EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder