10 Aralık 2015 Perşembe

MELEK KELİMESİ


-          Melek Kelimesinin Sözlük Anlamı

“Melek” kelimesi sözlüklerde “ışıktan yaratıldığına ve Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına inanılan, gözle görülmeyen, tinsel varlık” olarak yer almaktadır.
-        
          İçerisinde Melek Kelimesi ve Kelimenin Türevleri Geçen Ayetler

Fatiha Suresi: (1:4), Bakara Suresi: (2:30, 31, 34, 98, 102, 107, 161, 177, 210, 246, 247, 248, 251, 258, 285), Ali İmran Suresi: (3:18, 26, 39, 42, 45, 80, 87, 124, 125, 189), Nisa Suresi: (4:3, 24, 25, 36, 53, 54, 97, 136, 166, 172), Maide Suresi: (5:17, 18, 20, 25, 40, 41, 76, 120), Enam Suresi: (6:8, 9, 50, 73, 75, 93, 111, 158), Araf Suresi: (7:11, 20,  158, 185, 188), Enfal Suresi: (8:9, 12, 50), Tevbe Suresi: (9:116), Yunus Suresi: (10:31, 49), Hud Suresi: (11:12, 31), Yusuf Suresi: (12:31, 43, 50, 54, 72, 76, 101), Rad Suresi: (13:13, 16, 23), Hicr Suresi: (15:7, 8, 28, 30), Nahl Suresi: (16:2, 28, 32, 33, 49, 71, 73, 75), İsra Suresi: (17:40, 56, 61, 92, 95, 100, 111), Kehf Suresi: (18:50, 79), Meryem Suresi: (19:87), Taha Suresi: (20:87, 89, 114, 116, 120), Enbiya Suresi: (21:103), Hac Suresi: (22:56, 75), Müminun Suresi: (23:6, 24, 88, 116), Nur Suresi: (24:31, 33, 42, 58, 61), Furkan Suresi: (25:2, 3, 7, 21, 22, 25, 26), Neml Suresi: (27:23, 34), Ankebut Suresi: (29:17), Rum Suresi: (30:28), Secde Suresi: (32:11), Ahzab Suresi: (33:43, 50, 52, 55, 56), Sebe Suresi: (34:22, 40, 42), Fatır Suresi: (35:1, 13), Yasin Suresi: (36:71, 83), Saffat Suresi: (37:150), Sad Suresi: (38:10, 20, 35, 71, 73), Zümer Suresi: (39:6, 43, 44, 75), Mümin Suresi: (40:16, 29), Fussilet Suresi: (41:14, 30), Şura Suresi: (42:5, 49), Zuhruf Suresi: (43:19, 51, 53, 60, 77, 85, 86), Casiye Suresi: (45:27), Ahkaf Suresi: (46:8), Muhammed Suresi: (47:27), Fetih Suresi: (48:11, 14), Necm Suresi: (53:26, 27), Kamer Suresi: (54:55), Hadid Suresi: (57:2, 5), Haşr Suresi: (59:23), Mümtehine Suresi: (60:4), Cuma Suresi: (62:1), Teğabun Suresi: (64:1), Tahrim Suresi: (66:4, 6), Mülk Suresi: (67:1), Hakka Suresi: (69:17), Mearic Suresi: (70:4, 30), Cin Suresi: (72:21), Müddessir Suresi: (74:31), İnsan Suresi: (76:20), Nebe Suresi: (78:37, 38), İnfitar Suresi: (82:19), Büruc Suresi: (85:9), Fecr Suresi: (89:22), Kadr Suresi: (97:4), Nas Suresi: (114:2).       
-        
          Melek Kelimesinin Kuran’daki Türevleri

Melek kelimesi, türevleriyle birlikte Kuran’da toplam 206 kez geçmektedir.

Melek kelimesi, “emliku, meleket, temlike, temliku, temlikuhum, temliküne, yelektum, yemliku, yemliküne” türevlerinde olmak üzere fiil formunda Kuran’da 44 kez geçmektedir.

Bu ayetler: (4:3, 24, 25, 36), (5:17, 25, 41, 76), (7:188), (10:31, 49), (13:16), (16:71, 73), (17:56, 100), (19:87), (20:89), (23:6), (24:31, 33, 58, 61), (25:3), (27:23), (29:17), (30:28), (33:50, 52, 55), (34:22, 42), (35:13), (39:43), (43:86), (46:8), (48:11), (60:4), (70:30), (72:21), (78:37), (82:19).  

Örnekler:

De ki: "Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlerin sahibi (YEMLİKU) kimdir? Diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran kimdir? Her işi düzenleyen kimdir?" Onlar: "ALLAH’TIR! " diyecekler. De ki: "O halde ALLAH’A karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" (10:31)

Rahman’dan söz almış olanlar dışında kimse şefaat hakkına sahip (YEMLİKÜNE) olamayacaktır. (19:87)

Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (MELEKET) hariç... Onlar kınanmazlar. (23:6)
   
Melek kelimesi, “yamaliku” türevinde olmak üzere özel isim formunda Kuran’da 1 kez geçmektedir.

Bu ayet: (43:77).

“Ey Malik (YAMALİKU)! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle kalacaksınız” der. (43:77)

Melek kelimesi, “bimelkina” türevinde olmak üzere isim formunda Kuran’da 1 kez geçmektedir.

Bu ayet: (20:87).

Şöyle dediler: “Sana verdiğimiz sözden malik (BİMELKİNA) olarak caymış değiliz. Fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Samiri de aynı şekilde attı.” (20:87)

Melek kelimesi, “bilmelaiketi, lilmelaiketi, melaikete, melaiketen, melaiketi, melaiketu, melaiketun, melekeyni, meleken, melekin, meleku, melekun, velmelaiketi, velmelaiketu, vemelaiketehu, velmeleku, vemelaiketihi, vemelaiketuhu” türevlerinde olmak üzere isim formunda Kuran’da 88 kez geçmektedir.

Bu ayetler: (2:30, 31, 34, 98, 102, 161, 177, 210, 248, 285), (3:18, 39, 42, 45, 80, 87, 124, 125), (4:97, 136, 166, 172), (6:8, 9, 50, 93, 111, 158), (7:11, 20), (8:9, 12, 50), (11:12, 31), (12:31), (13:13, 23), (15:7, 8, 28, 30), (16:2, 28, 32, 33, 49), (17:40, 61, 92, 95), (18:50), (20:116), (21:103), (22:75), (23:24), (25:7, 21, 22, 25), (32:11), (33:43, 56), (34:40), (35:1), (37:150), (38:71, 73), (39:75), (41:14, 30), (42:5), (43:19, 53, 60), (47:27), (53:26, 27), (66:4, 6), (69:17), (70:4), (74:31), (78:38), (89:22), (97:4).  

Örnekler:

Rabbin meleklere (LİLMELAİKETİ), “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediğinde onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd ederek daima seni tespih ve takdis ediyoruz.” demişlerdi. “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti. (2:30)

Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere (MELAİKETİ) göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi. (2:31)

Onlar, bulut gölgeleri içinde ALLAH’IN ve meleklerin (VELMELAİKETU) kendilerine gelmesini ve işin bitirilmesini mi bekliyorlar? Hâlbuki bütün işler ALLAH’A döndürülür. (2:210)

Melek kelimesi, “bilmulki, elmulku, mulke, mulkehu, mulken, mulki, mulkihi, mulku, vemulken, vemulkin” türevlerinde olmak üzere isim formunda Kuran’da diğer 48 kez geçmektedir.

Bu ayetler: (2:102, 107, 247, 248, 251, 258), (3:26, 189), (4:53, 54), (5:17, 18, 40, 120), (6:73), (7:158), (9:116), (12:101), (17:111), (20:120), (22:56), (24:42), (25:2, 26), (35:13), (38:10, 20, 35), (39:6, 44), (40:16, 29), (42:49), (43:51, 85), (45:27), (48:14), (57:2, 5), (64:1), (67:1), (76:20), (85:9).       

Örnekler:

Bilmez misin ki göklerin ve yerin mülkü (MULKU) ALLAH’INDIR. Sizin için ALLAH’TAN başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (2:107)

Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayan bir mülkü (VEMULKİN) göstereyim mi?” (20:120)

Onun mülkünü (MULKEHU) güçlendirdik. Kendisine hikmet ve güzel konuşma vermiştik. (38:20)

Melek kelimesi, “meliken, meliki, meliku, melikun, mulüke, mulüken” türevlerinde olmak üzere isim formunda Kuran’da 13 kez geçmektedir.

Bu ayetler: (2:246, 247), (5:20), (12:43, 50, 54, 72, 76), (18:79), (20:114), (23:116), (27:34), (114:2).

Örnekler:

Hani Musa kavmine demişti ki: “Ey kavmim! ALLAH’IN, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani içinizden nebiler çıkarmıştı. Sizi melikler (MULÜKEN) kılmıştı ve toplumlardan hiçbirine vermediğini size vermişti.” (5:50)

“O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir melik (MELİKUN) vardı.” (18:79)

Gerçek melik (MELİKU) olan ALLAH yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kuran’ı okumakta acele etme. “Rabbim! İlmimi arttır” de… (20:114)

Melek kelimesi, “meliki, meliku” türevlerinde olmak üzere sıfat formunda Kuran’da 2 kez geçmektedir.

Bu ayetler: (59:23), (62:1).

O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan ALLAH’TIR. O, mülkün (MELİKU) gerçek sahibi, kutsal, barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip, ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olandır. ALLAH, onların ortak koştuklarından uzaktır. (59:23)

Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi (MELİKİ), mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan ALLAH’I tespih eder. (62:1)

Melek kelimesi, “melekute, melekuti, melekûtu” türevlerinde olmak üzere isim formunda Kuran’da diğer 4 kez geçmektedir.

Bu ayetler: (6:75), (7:185), (23:88), (36:83).

Örnekler:

İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı/mülkiyeti (MELEKUTE) ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. (6:75)

Onlar göklerdeki ve yerdeki hükümranlık/mülkiyet (MELEKUTİ) ve nizama, ALLAH’IN yarattığı her şeye, ecellerinin yaklaşmış olabileceğine hiç bakmadılar mı? Peki, bundan sonra artık hangi söze inanacaklar? (7:185)

De ki: “Eğer biliyorsanız söyleyin: Her şeyin hükümranlığı/mülkiyeti (MELEKÛTU) elinde olan, koruyan, kendisi korunmayan kimdir?” (23:88)

Melek kelimesi, “melikin” türevinde olmak üzere isim formunda Kuran’da diğer 1 kez geçmektedir.

Bu ayet: (54:55).

Muktedir bir hükümdarın/melikin (MELİKİN) katında, doğruluk meclisindedirler. (54:55)

Melek kelimesi, “malike, maliki, maliküne” türevlerinde olmak üzere aktif katılımcı formunda Kuran’da 3 kez geçmektedir.

Bu ayetler: (1:4), (3:26), (36:71).

Din Günü’nün sahibidir (MALİKİ). (1:4)

De ki: “Ey mülkün sahibi (MALİKE) olan ALLAH’IM! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (3:26)

Görmediler mi ki biz onlar için ellerimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar (MALİKÜNE). (36:71)

Melek kelimesi, “memlüken” türevinde olmak üzere pasif katılımcı formunda Kuran’da 1 kez geçmektedir.

Bu ayet: (16:75).

ALLAH, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkü (MEMLÜKEN) olan bir köle ile kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd ALLAH’A mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler. (16:75)

-          Melek Kelimesinin Kuran’daki Anlamı

Melek kelimesi, genel olarak Kuran’da “sahip olunanlar” anlamında kullanılmıştır. Kastedilen “sahip olunanlar”, ALLAH’IN sahip olduğu her şeydir. Bu anlamda “melek” kâinatta, daha doğrusu varlık ve yaşam âleminde bulunan ve maddi âleme etki eden insan haricindeki her şeydir. Âdem’e secde olayında da Âdem’in yaratılışını anlatmak için melekler Allah tarafından konuşturulmuş yani dile getirilmiştir.

ALLAH, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp, gitmektedir. İşte bu, ALLAH’TIR, Rabbinizdir. Mülk (MULKU) yalnızca O’nundur. ALLAH’I bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile sahip olamazlar (YEMLİKÜNE). (35:13)

Sahip olunanlar “melek”, sahip olunan mülkiyet “melekût”, sahip olan “malik, melik” kelimeleriyle ifade edilmiştir.

De ki: “Ey mülkün (MULKİ) sahibi (MALİKE) olan ALLAH’IM! Sen mülkü (MULKE) dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü (MULKE) çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (3:26)

De ki: “ALLAH’I bırakıp da ilâh olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip (YEMLİKÜNE) değillerdir. Onların yerde ve gökte hiçbir ortaklıkları yoktur. ALLAH’IN onlardan bir yardımcısı da yoktur. (34:22)

O Rab ki göklerin, yerin ve aradakilerin sahibi (YEMLİKÜNE) olan Rahmandır. O, izin vermeden hiçbir kimsenin hiçbir söz hakkı olamaz. (78:37)

Biz, melekleri (MELAİKETE) ancak hak ve hikmete uygun olarak inzal ederiz. O zaman da onlara mühlet verilmez. (15:8)

Göklerde ve yerde bulunan canlılar ve melekler (VELMELAİKETU) büyüklük taslamadan ALLAH’A secde ederler. (16:49)

De ki: “Eğer yeryüzünde yerleşip, dolaşan melekler (MELAİKETUN) olsaydı; elbette onlara gökten bir melek (MELEKEN) resul inzal ederdik.” (17:95)

ALLAH, meleklerden (MELAİKETİ) de resuller seçer, insanlardan da… Şüphesiz ALLAH, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (22:75)

Fakat melekleri (MELAİKETE) görecekleri İzin Günü, işte o gün suçlulara hiçbir müjde yoktur. “Eyvah! Biz ALLAH’IN Rahmeti’nden tamamen uzaklaştırılmışız” diyecekler. (25:22)

O gün gök bulutlarla yarılıp, parçalanacak ve melekler (MELAİKETU) bölük bölük inzal edilecektir. (25:25)

De ki: “Üzerinize vekil edilen ölüm meleği (MELEKU) vefat ettirir, sonra Rabbinize döndürülürsünüz.” (32:11)

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri (MELAİKETİ) ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan ALLAH’A mahsustur. O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz ALLAH’IN Gücü her şeye hakkıyla yeter. (35:1)

Melekleri (MELAİKETE) de Rablerini hamd ile tespih edip, yücelterek arşın etrafını kuşatmış hâlde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve “Hamd âlemlerin Rabbi olan ALLAH’A mahsustur” denilmiştir. (39:75)

Onlar, Rahman’ın kulları olan melekleri (MELAİKETE) de dişi saydılar. Onların yaratılışına şahit mi oldular? Onların şahitlikleri yazılacak ve sorgulanacaklardır. (43:19)

Eğer dileseydik içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler (MELAİKETEN) yaratırdık. (43:60)

Göklerde nice melekler (MELEKİN) vardır ki onların şefaatleri ancak ALLAH’IN İzni’yle dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar. (53:26)

Melekler (VELMELEKU) onun çevresindedirler; İzin Günü Rabbinin arşını onlardan başka sekiz tanesi yüklenir. (69:17)

Melekler (MELAİKETU) ve ruh ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir. (70:4)

Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden (MELAİKETEN) kıldık. Onların sayısını inkâr edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, “ALLAH, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi?” desinler. İşte böyle… ALLAH, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır. (74:31)

Ruh ve meleklerin (VELMELAİKETU) saflar halinde ayağa kalkacağı gün, Rahman’ın izin verdikleri dışında kimse konuşamaz; konuşan da doğruyu söyler. (78:38)

Melekler (VELMELEKU) sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince… (89:22)

Melekler (MELAİKETU) ve ruh, Rablerinin izniyle her türlü emir için inzal olurlar. (97:4)

Bilmez misin ki göklerin ve yerin mülkü (MULKU) ALLAH’INDIR. Sizin için ALLAH’TAN başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (2:107)

Göklerin ve yerin mülkü (MULKU) ALLAH’INDIR. ALLAH, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (3:189)

Bilmez misin ki göklerin ve yerin mülkü (MULKU) ALLAH’A aittir. O, dilediğine azap eder; dilediğini de bağışlar. ALLAH, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (5:40)

Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların mülkü (MULKU) ALLAH’INDIR. ALLAH her şeye kadirdir. (5:120)

O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır. ALLAH’IN “ol” deyip de her şeyin oluvereceği günü hatırla… O’nun sözü gerçektir. Sur’a üflendiği gün de mülk (MULKU) O’nundur. Gaybı da görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla haberdardır. (6:73)

Şüphesiz göklerin ve yerin mülkü (MULKU) yalnız ALLAH’INDIR. O, diriltir ve öldürür. Sizin için ALLAH’TAN başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (9:116)


Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayan bir mülkü (VEMULKİN) göstereyim mi?” (20:120)

İnsanların melikine (MELİKİ)… (114:2)

İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı/mülkiyeti (MELEKUTE) ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. (6:75)

Din Günü’nün sahibidir (MALİKİ). (1:4)

Ayetlere bu anlamda bakıldığında konu anlaşılacaktır.


EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder