KELİME İNCELEME YÖNTEMİ
Ayetin genelini doğru anlayabilmemiz için ilgili ayetteki bütün kelimeleri de doğru anlamamız gerekmektedir.
Meallerdeki sıkıntı, bir kelimeyi farklı çevirmenlerin farklı farklı anlamlandırmasında yatmaktadır. Hatta bir kelimeye, aynı çevirmenin kendi mealinde bile farklı anlamlar verilmektedir.
Bu durumlar, Kuran içerisinde kavram karmaşasına yol açmaktadır. Bunun önlemenin en iyi yolu, ilgili kelimeye Allah'ın Kuran genelinde nasıl bir anlam yüklediğini anlamaktan geçmektedir.
Örnek bir kelime üzerinden gidelim:
Önce hangi konuyu inceleyeceğimizi seçiyoruz... Örnek konumuz Abdest olsun.
Abdestle ilgili ayetlerin sure ve ayet numaralarını ezberlemeye gerek yoktur. Zaman içinde kendiliğinden ezberlenmektedir.
Eğer abdest ile ilgili ayetlerin numarasını ezbere bilmiyorsak bu ayetleri bulmak için internetteki arama motorlarından yararlanıyoruz.
Karşımıza gelen sonuçlardan örneğin
meal.ihya.org/kurandan-ayetler/kuranda-gecen-abdest-ile-ilgili-ayetler.html adresini tıklıyoruz.
İlgili mealde bazı kelimeler Türkçeye farklı çevrildiği için bazen sonuç hatalı olabiliyor. Örneğin aslında üç ayet olabilirdi...
Bu ayetlerden birisi:
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünup iken yolcu olmanız hariç, temizleninceye kadar salata yaklaşmayın! Eğer hasta iseniz veya yolculukta iseniz veya sizden biriniz tuvaletten gelmişse veya kadınlara dokunmuş fakat su bulamamışsanız o taktirde temiz toprağa teyemmüm edin, sonra onu yüzlerinize ve ellerinize mesh edin (sürün). Muhakkak ki Allah, günahları affeden, mağfiret edendir. (4:43)
Artık kelime incelemesine geçebiliriz...
Şimdi (4:43) ayetini incelerken "sarhoş" anlamında çevrilen kelimenin, ayetin orijinalinde nasıl geçtiğini öğrenmek için Arapça olan ayetin Latince okunuşunu buluyoruz. Bunun için
http://www.kuranmeali.com sitesinden yararlanabiliriz.
Sitedeki Kuran sureleri listesinden (4:43) ayetini açıyoruz.
Görüyoruz ki ilgili ayetin Arapçasının Latince okunuşu ile Türkçe meali yapılmış. Fakat biz ayetteki "sarhoş" kelimesini inceleyeceğimiz için kelime kelime tercümesi gerekiyor. Bunun için 4/NİSA-43 (Mealleri Kıyasla) başlığını tıklıyoruz. Karşımıza ayetin Arapçasının Latince okunuşu ile her kelimenin, çevirmen tarafından verdiği kelime anlamları çıkıyor. (İncelememiz "sarhoş" kelimesi ile ilgili olduğu için şimdilik diğer kelimelere Kuran'da ne anlamlar verildiğine bakmayacağız.)
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ takrabûs salâte ve entum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tagtesilû. Ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâiti ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum. İnnallâhe kâne afuvven gafûrâ (gafûran).
1. | yâ eyyuhâ | : ey |
2. | ellezîne | : onlar, olanlar |
3. | âmenû | : âmenû oldular, îmân ettiler |
4. | lâ takrabû | : yaklaşmayın |
5. | es salâte | : namaz |
6. | ve entum | : ve siz |
7. | sukârâ | : sarhoşlar |
8. | hattâ | : hatta, ... oluncaya kadar |
9. | ta'lemû | : siz biliyorsunuz |
10. | mâ | : ne |
11. | tekûlûne | : söylüyorsunuz |
12. | ve lâ | : ve olmaz |
13. | cunuben | : cünup olarak |
14. | illâ | : hariç |
15. | âbirî | : gelip geçenler, yolcular |
16. | sebîlin | : yol |
17. | hattâ | : hatta, ... oluncaya kadar |
18. | tagtesilû | : yıkanın, gusül abdesti alın |
19. | ve in | : ve eğer |
20. | kuntum | : siz oldunuz |
21. | ev | : veya |
22. | mardâ | : hasta |
23. | alâ | : üzerinde, ...'de |
24. | seferin | : yolculuk |
25. | ev | : veya |
26. | câe | : geldi |
27. | ehadun | : biri, birisi |
28. | min-kum | : sizden |
29. | min el gâiti | : tuvaletten |
30. | ev | : veya |
31. | lâmestum | : yaklaşıp dokundunuz (cinsi temasta bulundunuz) |
32. | en nisâe | : kadınlar |
33. | fe | : fakat |
34. | lem tecidû | : bulamadınız |
35. | mâen | : su |
36. | fe teyemmemû | : o taktirde teyemmüm edin |
37. | saîden | : toprak |
38. | tayyiben | : temiz |
39. | fe imsehû | : sonra onu mesh edin, sürün |
40. | bi vucûhi-kum | : yüzlerinize |
41. | ve eydî-kum | : ve elleriniz |
42. | inne | : muhakkak |
43. | allâhe | : Allah |
44. | kâne | : oldu, ... idi, ...dır |
45. | afuvven | : affeden |
46. | gafûran | : mağfiret eden |
Gördüğümüz gibi "sarhoş" anlamında çevrilen kelimenin orijinali "sukara" kelimesidir. (Kırmızılaştırmayı bu yazı için ben yaptım.)
Bundan sonra "sukara" kelimesinin Kuran içinde hangi ayetlerde geçtiğini tespit ediyoruz. Bunun için de farklı iki site kullanabiliriz.
http://corpus.quran.com/ veya http://kuranmeali.com/ siteleri bu iş için yeterli olacaktır.
http://kuranmeali.com/ sitesinden inceleyelim...
Ayet numarası girilecek yere ise inceleme yaptığımız abdestle ilgili ayeti giriyoruz. (Abdestle ilgili ayetlerden hangisini girersek girelim fark etmez.)
Böylece karşımıza (4:43) kelime kelime ayeti görüntülenmiş oluyor.
Ayetteki "sukara" kelimesinin altındaki arama (büyüteç) işaretini tıkladığımızda karşımıza "sukara" kelimesinin Kuran'da geçtiği bütün ayetler geliyor.
AYET: Onu gördüğünüz gün, emziren kadınların hepsi, emzirdiğini unutup bırakır. Yük (bebek) taşıyan kadınların hepsi, taşıdığı yükü (bebeğini) düşürür. Ve insanları, sarhoş (SUKARA) olmadıkları halde sarhoş (BİSUKARA) görürsün. Ve lakin Allah’ın azabı şiddetlidir. (22:2)
AYET: Mutlaka: “Sadece gözlerimiz bağlandı (engellendi, gerçeği göremiyoruz) (SUKKİRET). Hayır, biz büyülenmiş bir kavimiz.” demiş olacaklar. (15:15)
AYET: Hurma ve üzümden, şeker (SEKEREN) ve güzel bir rızık edinirsiniz. Muhakkak ki bunda, akıl eden bir kavim için elbette bir ayet vardır. (16:67)
AYET: Ömrüne andolsun ki; muhakkak ki, onlar sarhoşlukları (SEKRETİHİM) içinde bocalıyorlardı. (15:72)
AYET: Ve ölüm sarhoşluğu (SEKRETUL) hak ile geldi. İşte senin ondan kaçtığın şey budur. (50:19)
Ayetlerden görüldüğü gibi "sukara" kelimesi Kuran genelinde "sarhoş" anlamında değil; "aklı başında olmama" anlamında kullanılmıştır.
Yani (4:43) ayetinde “sarhoş iken” denilirken kastedilen şey “aklınız başında değilken, derinlemesine düşünmüyorken, aklınızda başka şeyler varken” gibi anlamlara gelmekte ve salata yaklaşma niyetinde olanların bu durumdan kendilerini arındırmaları, temizlemeleri istenmektedir.
EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
Bülent DİLAVER
_iNsaNOĞLU_
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder